Şiraze’den Şiraze’ye Saklı Mektuplar (24)


“Gök âşık olmasaydı, göğsü de pâk olmazdı
Güneş âşık olmasaydı, parıldayan ışığı olmazdı” *

şimdi ah nöbetimin gecelerinden birinde, semada raks eden sitarelerin en mes’ud anlarına şahid olan gözlerimde birikir yokluğunun acısı. şimdi şiraze, anladım ki yokluğundur beni aşka aşık, deli divane eden. olmasaydın hep böyle, keşke olup olup olmasaydın böyle. ben Anka, her seferinde yanıp kül olmayacaktım, kendimi yakıp yeniden yanmaya koşmayacaktım. belki şiraze, seni sevmekle buldum ayinelerin gerisinde meftûn oluşu. belki şiraze, seni herdem yitirmekte buldum bengisuyu. belki şiraze hep belki…

“Aşk denizi bir çömlek gibi kaynatır
Aşk dağı kum gibi ezer eritir
Aşk gökyüzünü çatlatır
Aşk sebepsiz yeryüzünü titretir” *

aşk şiraze, bir köşede sıkışıp duvara ince çizgiler atmak zorunda kalışımdır.
aşk şiraze, tozlu sokakları bir başıma geçip ruhumu hüzzam besteler ile zenginleştirişimdir.
aşk şiraze, hep var olduğuna inandığım sevgiliye bir türlü kavuşamama bilincini kabullenemeyip açan her bahar çiçeğine küsüşümdür.
aşk şiraze, aradan geçen yılları umursamaz aşkıma bir nokta koyamayışımın insafsız virgülüdür.

süzsem diyorum seni, gecenin kesifliğinden sehere sır ile. bu sır ile denk tutuştur, yakamozların dansıyla bakışlarından damlayan pusu. bu kadar olma şiraze. bu kadar derunî, bu kadar bediî, bu kadar berkî; duhanî tebessümlerin beyza ertesinde. bütün sırlara karışıp sır üstüne sır olma şiraze.

kar yağar üzerime, ben üşürüm. karsız kış buralarda siyah şiraze. desen ki siyah ve beyaz iki zıt kutup. zıtlar arasında en tezat bir ben şiraze. kendimle hemhal olayım diye bir hücreye kapansam da temrin etsem aşkı beş vakit. ellerim mi ağlar, saçım mı; gözlerim mi ağlar, ruhum mu şiraze. saysam her damlayı bir bir, bağlasam birbirine bir bir ve bir bir şiraze, akar mıyım eşiğine?

belli ki yol dirayet ister, bende yok.
belli ki yol metanet ister, bende yok.
belli ki yol hep ister şiraze. karşıma çıkanlardan suya, kurda, kuşa, bir de taşa, toprağa hüzün bırakırım. her yerde izim şiraze, her yerde izin şiraze.

şimdi bir yanım Orhun de, bir yanım Selenge; bir yanım Dinyeper de, bir yanım Dinyester; bir yanım Dicle de, bir yanım Fırat… çevriliyim, göz hapsindeyim. yandıkça sularıyla serinler, yandıkça onlarda soğuturum yangınlarımı. ol derde düşeli o nehirden o nehre şiraze. o nehirden o nehre…

bırakma beni bana
beni bana bırakma şiraze

* Mevlânâ

Naz Ferniba

Yorum bırakın