Dr. Bedri Ruhselman…


Bu ülkede spiritüalizm onunla doğdu. İlk celseleri o yaptı. Bedensiz varlıklarla ilk o konuştu ve aldığı bilgileri kitaplarına ilk o aktardı.

2

İlk hipnoz denemelerini yine o yaptı. Gelecek haberlerini o verdi. İlk spiritüel derneği o kurdu. Bu topraklarda, ruhçulukla ilk o ilgilendi.

En önemlisi insanların bu konuları kabul etmeye hazır olmadığı bir dönemde tüm bunları kabul ettirdi. Dr. Bedri Ruhselman

Türkiye’deki metapsişik biliminin kurucusu Dr. Bedri Ruhselman, 1898 yılında, İstanbul’un Fındıklı semtinde mütevazi bir evde doğdu.

3

Çocukluğunun ilk yıllarıyla ilgili bir geçmiş yaşamı hatırlama olayını, sevgili Dr. Bedri Ruhselman’ın bu yaşlardayken bir önceki enkarnesini hatırladığını; değerli bilim adamımızın Ruh ve Kainat kitabından sunmak isterim:

“Çocukluğumun hangi zamanında başladığını bilemediğim, 4-5 yaşıma kadar beni takip eden bu hatıranın o zamanki canlı tesirlerini hala az çok duyabiliyorum.

4
5

Sevgili üstad Ruhselman’ı anlatırken hayatından bahsetmemek olmaz. Ardından da felsefesiyle ilgili ayrıntılarını anlatacağım. Özellikle vazife kavramında ne demek istiyor buna değineceğim. Bu kavramları içselleştirebilmeniz için önem sırasına göre kavramları sıraladım. (Buraya sığmayan kavramlar ise notlar bölümündedir.)

KEMAN TUTKUSU, GAYRET KİTABEVİ ve BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

Ruhselman henüz dokuz yaşındayken, müziğe tutku duyar ve keman derslerine başlar. On iki yaşına geldiğinde, yıllar sonra anlatacağı bir olay gerçekleşir.

31
31

Tesadüfî olarak Ruhselman, Gayret Kitabevi’nin sahibi Mösyö Garbis’in “Cinlerle Muhabere (İletişim)” kitabını edinir. Fakat elbette ulu orta yerde okuyamayacağı bu eseri herkesten gizli okumaya başlar, en çok da babasından gizler…

Çünkü babası Ruhselman’ın bu tür merakını sezmiş ve hiç hoşlanmamıştır. Annesi de anlattığı konuları uydurduğunu düşünerek Ruhselman’ı bunları uydurmaması için ikaz etmektedir. Oysa tavan arasında ilk celse denemelerini gerçekleştirdiğinde bundan kimsenin haberi yoktur. Ailesinin tek istediği onun ‘normal’ bir çocuk olmasıdır.

32
32

RUHSELMAN’IN İLK CELSE DENEMELERİ…

Günün birinde bir kitap okurken, ölen insanların mezar acısı duydukları aklına takılıverir. Elbette Ruhselman için bu bir başlangıç ne var ki, ailesinin sandığı gibi son değildir.

Kafasına takılan soruların peşini bırakmak istemeyen Ruhselman, çevrelerinden birinin ölmesini fırsat bilerek mezarlığa gider. Derdi kabir azabını araştırmaktır.

Mezarlıkta sabahlar ve ilk araştırmalarını yapar. Henüz 12 yaşında olan Ruhselman kitaplarına malzemeleri toparlamaya başlamıştır bile…

RUHSELMAN’IN CELSELERİNİ BABASI KABUL EDİYOR…
Bedri Ruhselman 15 yaşına geldiğinde ise babası artık durumu kabul etmek zorunda kalmıştır. Artık babasının ve bazı arkadaşlarının önünde ilk celselerini gerçekleştirir.

Bu celselerde Birinci Dünya Savaşı haberi verilir. Aynen iletildiği gibi 1914’te, Birinci Dünya Savaşı çıkar. Savaşın çıkmasıyla ailesi, Ruhselman’ı bir denizaltı ile İstanbul’a gönderir. Artık lise eğitimini Kabataş Lisesi’nde sürdürecektir.

33
33

RUHSELMAN’DAN PRENSLERE ÖZEL DERSLER…

Ruhselman lise eğitimi boyunca keman derslerine aralıksız devam eder. Hocası çok ünlü bir hocadır, bu nedenle oldukça şanslıdır Ruhselman.

Hocası ise, o dönemde İstanbul’da ikamet eden Bay Braun adındaki üstat kemancıdır. Ruhselman keman alanında o kadar etkinleşmiştir ki, hocası bazı prenslere Ruhselman’dan ders almaları için önerilerde bulunur ve Ruhselman prenslere özel ders vermeye başlar.

RUHSELMAN TIBBI KAZANIYOR…

1916’da Kabataş Lisesi’nin ardından Tıbbiye’ye adım atan Ruhselman’ın ailesi de İstanbul’a gelmiştir. Hayatını belirleyecek bir durum da bu dönemde yaşanır:

Yine tesadüfi şekilde, Ruhselman, “Hakikat-ı Muhammediye” kitabını okur. Kitapta ilgisini çekense cennetin ayrıntılı olarak anlatılması olur. Gözüne bir not ilişir: ‘Cennette en üst sırada şehitler olacaktır.’

İLGİNÇ KARAKTERLİ SEVGİLİ RUHSELMAN BUNU OKUR DA TIBBİYEYE DEVAM EDER Mİ DERSİNİZ?

Ruhselman büyük bir coşkuyla asker olmayı kafasına koyduğu gibi şehit olmayı da arzu etmektedir. En sonunda çareyi
Çanakkale Savaşına katılmakta bulur.

Zaman kaybetmeden askerlik şubesinin yolunu tutar. Kaydolur ama çevresindekiler tıbbı bıraktığı için laf etmesinler diye ağzını bıçak açmaz. Kendi sırrıdır.

35
35

BAB-I ALİ YOKUŞU, SIRADAN BİR KAHVE VE İLAN

Sonraki gün Ruhselman’ın kafası rahat ruhu şenken ve tüm şenşakrak haliyle Bab-ı Ali yokuşunu arşınlarken; bir kahvenin önündeki tahta sedirde oturmuş bir adamın gazete okuduğunu gözüne ilişir.

6
6

Adamın önünden öylesine geçip giderken, deli bir rüzgar çıkar. Gazetenin arka sayfası açıldığı gibi sanki bir ilanı Ruhselman’a göstermek derdindedir, rüzgar… İlanda ne var diye baktığında, Aksaray semtindeki bir falcının, geleceği okuduğu şaşalı cümlelerle anlatılmaktadır.

FALCI FALCI SÖYLE, BEDRİ RUHSELMAN’A…

Tüm hayali hayli ilginç olan Ruhselman var bunda bir hikmet diyerek falcının yolunu tutar bu sefer… Bir an önce savaşa gidip şehit olmayı planlayan Ruhselman, tıbbiyeyi bırakmasının mantığını soracaktır ve en nihayetinde şehit olup olmayacağını merak etmektedir.

Aksaray’a falcının yanına geldiğinde Ruhselman’ı bir odaya alırlar. Saatlerce bekler, çok sıkılır, ne gelen vardır, ne de giden…

Nasıl bir iştir, nasıl bir falcıdır; tam kendiyle dalga geçildiğini düşündüğü sırada, çok yaşlı, sakallı, ölmek üzere olan bir ihtiyar, bastonuyla gelir, Ruhselman’ın karşısında dikiliverir ve birden bağırmaya başlar:

“Cerrahın oğlu, cerrahın oğlu, ne cenneti? Deli misin sen? Cennete gideceğin yok. Sen bu işten vazgeç ve eğitimini tamamla. Haydi kalk, yıkıl karşımdan.”

BEDRİ RUHSELMAN‘IN ATATÜRK’LE İLGİNÇ KARŞILAŞMASI

Yüzbaşı olan dayısı Ruhselman’ı alır ve o dönemde subayların sohbet ettiği, Sirkeci’deki Meserret Kahvehanesine götürür.

Kahvede hoş bir muhabbet vardır: Oradaki birkaç subayla beraber, ne yapabilecekleri hakkında fikir yürütürler. Masada bu konuşma devam ederken yine enteresan bir durum olur. İleriki masadaki bir subay konuşmalara kulak misafiri olmuştur. Sohbete katılıp konu hakkında yardımcı olup olamayacağını sorar.

Dayısı dertli dertli olanları aktarırken ve çaresiz kalakaldıklarını iletir. Sarışın subay dinler ve subay başını sallar ve genç Ruhselman’a dönerek şu öğüdü verir: (Öğüt de akılda kalandır, direk aktarılan bir cümle yoktur.)

ATATÜRK’ÜN RUHSELMAN’A ÖĞÜDÜ
“Oğlum, duyguların mühim ve saygı duyulacak türden. Vatan için ölmek onurdur fakat sen çok küçüksün ve tıbbiyeyi kazanmışsın. Tamam, milletimizin askere ihtiyacı olduğu aşikardır lakin bizim mektep yüzü görmüşe de ihtiyacımız var. Savaşta insan bir kere ölür, vatana yararı bu olur lakin okumuş bir insan hayattayken, milletine her gün hizmet sunar. Sen de eğitimini hemen bitir ve vatana böyle hizmet sun!”

Ardından cebinden bir kart uzatır. Üzerine bir şeyler karalar ve “Bunu Savaş Bakanlığındaki şu isme ilet ve Ruhselman’ın adını da sildirin” der.

Bu ilginç karşılaşmada dayı ve yeğen memnuniyetle kartı alırlar. Kağıtta -o zamanlar pek de tanıdık olmayan- şu isim yer almaktadır: Miralay Mustafa Kemal. Ailesinin sonradan aktardığı röportajlarda, bu olay Ruhselman‘ı çok ama çok duygulandırmıştır.

BEDRİ RUHSELMAN TIBBI, MÜZİK İÇİN BIRAKIR

1920’de Ruhselman, Tıp Fakültesinin dördüncü sınıfına devam derken keman dersleri hiç bırakmamıştır.
Okuldaki hocalarından da onu destekleyenler çoktur: Adli Tıp hocası Saim Ali Bey, onun müzikteki yeteneğini çok övmektedir. Müzik tutkusu daha ağır geldiğinden, Ruhselman Tıbbiyeyi bırakmaya karar verir.

Amacı, Avrupa’da müzik eğitimi almaktır. Lakin bunun için parası da yoktur. Ne var ki bir çare bulunur. Kadıköy Bostancı’da oturan Mısırlı bir prenses, Ruhselman’a sponsor olmayı kabul eder ve böylece mali sorunları çözümlenir.

VİRTÜÖZ DR. BEDRİ RUHSELMAN

Nihayet 1920’de tam istediği gibi, Dr. Bedri Ruhselman Prag’tadır. Konservatuarın ardından, “Meister Schule”nin/ Virtüöz Okulunun sınavlarında ter döker ve elbette burada da başarıya başarı demez.

Ta ki, son sınıfın ikinci dönemine kadar bu okulu sürdürür. Oldukça emin adımlarla ilerleyerek, keman dalında virtüözlük derecesine tırmanışını tamamlar.

TESADÜFLER DR. BEDRİ RUHSELMAN’A RUHÇULUK ÖĞRENİMİNE SÜRÜKLÜYOR…

Bedri Ruhselman, Prag’daki müzik eğitimi esnasında tanıştığı bir üstatdan, Ruhçuluk konusundaki ilk öğretileri alır. Ki, bunlar sonradan çok kıymetli olacaktır.

8
8

Ayrıca bununla bitmez metapsişik araştırmalara da hayatına girer. Fransızca, Almanca ve biraz da İngilizce okuyabilmenin sunduğu yararlar vardır: Teorik Ruhçuluğu dünya literatüründen çok iyi takip edebilmektedir, hem o dönemde böylesi bir takibin ikinci ismi de yoktur.

Allan Kardec, Gustave Geley, Charles Richet Leon Denis gibi başat Ruhçuluğun yapıtaşlarının kaleme aldığı kitaplarını en ince ayrıntısına kadar benimser.

Ruhselman teorikten yola çıkarak pratiğin merdivenlerini inşaa eder ve kitaplardan okuduklarını hayata geçirerek ipnotizma uygular.

TUHAF OLAYLAR DR. BEDRİ RUHSELMAN’IN PEŞİNİ BIRAKMAZ

Tekrar Türkiye’yegelen Ruhselman, bir süre (1926 ile 1935 yıllarında) Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde müzik öğretmenliği yapar.

Devamında terk ettiği Tıp Fakültesine döner. Dördüncü sınıftan ayrıldığı okuluna ikinci sınıftan devam eder. Müziği bırakma kararı neden almıştır? Yine tıbba dönmeye nasıl karar vermiştir?

Yine olayın arkası sanılan kadar sıradan değildir. Tüm yaşamı hikaye olabilecek Bedri Ruhselman‘ın, tutkun olduğu müziği 1934’de bırakarak, faaliyetlerini spiritüel tarafa aktarmasına sebep olan oldukça ilginç bir durum yaşanır:

Ruhselman’ın son konseri İzmir Erkek Muallim Mektebi’nde gerçekleşmiştir. Paganini’nin “Şeytan Trilleri” adlı eserini çalarken hayatına iz bırakacak olay şöyle yaşanır.

Eserin ortasında dinleyicilerden çocuğunun elindeki balon birden bire havalanır. Dinleyiciler de şaşkınlık içindedir Ruhselma ’da. Ne dinleyicilerde ne de Ruhselman’da konserin devamı için konsantrasyon kalmıştır.

Bütün dinleyiciler konseri dinlemeyi bırakıp, büyük bir merakla balonu takibe başlar. Bu olay üzerine Ruhselman eseri bitirmez, çıkar gider, kemanını dolabına koyar; konserlere son verir.

Müzikten soğur. Tüm enerjisini spiritüalizme yöneltir. Tıbbiye’ye tekrar girerek, nerede kaldıysa oradan devam eder. Olan o ki, onun için tıbbın ve mistizmin cazip geldiği yıllardır.

MEDYOMLUK VE CELSELERDE, DÜNYADA İLKLERE İMZA ATAN DR. BEDRİ RUHSELMAN…

Bir yandan son hızla Dr. Bedri Ruhselman spiritüel kaynakları okumayı sürdürmektedir. Teorik Ruhçuluk artık alt basamaklarda kalmıştır. Ruhselman’ın coşkusu ise bu dönemde uygulamalar için atmaktadır.

Ruhsal alemle ilk iletişim şu şekilde gerçekleşir: 1936’da tanınmış müzikolog Hüseyin Sadettin Arel’in medyomluğu ile önemli bilgileri öğrenmeye başlar.

Bu kişi kendisini “Üstad” adıyla tanıtan bedensiz bir varlıktır. Yapılan celselerse oldukça başarılı geçmiş ve yüksek bilgiler iletilmiştir. Ruhselman’ın önemli bir özelliği ise tam da bu dönemde damgasını vuracaktır.

Bu derece yüksek bir ruhsal alem ile doğrudan temas kuran dünyada -bu dönemde- sadece Bedri Ruhselman’dır.

9
9

DR. BEDRİ RUHSELMAN’IN BEDENSİZ VARLIKLA 20 CELSE SÜREN BİLGİ BAĞLANTISI

Bu yüksek öğretilerle, Dr. Bedri Ruhselman‘ın gelecekteki bilgi çalışmalarının ayaklarının kökleri oldukça derinlere atılmıştır.

Tam tamına 20 celse devam eden bilgi bağlantısının ardından, Üstad adlı bedensiz varlık, bu irtibatın devamı, uzunca bir zaman sonra olacaktır.” diyecektir ve tam da dediği gibi epey bir zaman sonra, 11 yıl iletişim devam edecektir.

Zamanla Dr. Ruhselman, öğretilerin analizini gerçekleştirdiği gibi ruhçuluğun temeli ülkemizde atılmış olacaktır. Bu da gururumuzdur.

Yeni ruhçuluk kavramı diye bir kavram yaratan kişi, bunca sözü edilen değerli Dr. Bedri Ruhselman’dan başkası değildir. Dünyada da adı böyle geçecektir, ki; ayrı bir onurdur.

DR. RUHSELMAN, RUH VE KAİNAT’I YAZAR

10
10

Dr. Ruhselman yurt dışına çıkar ve Kabil’deki Rıfkı Sanatoryumu’nda üç sene başhekimlik yapar. Kabil’de bulunurken, bir ara Hindistan’a gidip orada yaşamaya yönelir.

Lakin İngilizler izin vermez. Afganistan’da geçirdiği bu üç yılda boş durmazi spiritüel uygulamalarına devam eden değerli Dr. Ruhselman muhteşem eseri -üç ciltlik- Ruh ve Kainat’ı kaleme alır. Bitmedi dercesine, 1946’da yurda döndüğünde Dr. Ruhselman, bu çok önemli eserin ardından diğer eserlerini yazar.

DR. RUHSELMAN VE NEO-SPİRİTÜALİZM

Neo-Spiritüalizm kitabıyla ülkemizde, Ruhçuluğun ve metapsişik biliminin tanınmasını sağlayan kişidir. Bu ve bunu izleyecek yayınlarına, “Neo-Spiritüalizm” adını vererek, bu alanda yeni bir ekol kurar. Tam bir auteur’dir dersem yeridir.
Ruh ve Kainat adlı kitabında bütün ruhsal konular tek tek işlenmiştir.

37
37

Bununla birlikte klasik Ruhçuluktaki fikirlerle, “Üstad” celselerinin yüksek öğretileri de kıyaslanmıştır. Bu eser günümüzde de, insan, ruh, ötealem, tekamül, vicdan, kader gibi mühim konular hakkında dikkatleri üzerine çekmektedir. Ruh ve Kainat adlı kitabında, tekrardoğuş/ reenkarnasyonise bilimsel açıklama ve örneklerle olsun, psişik açıklamalarıyla olsun anlamlandırılmış ve yer almıştır.

Ruh ve Kainat, Türkiye’de reenkarnasyon alanında çıkan ilk bilimsel kitap ünvanını taşımaktadır.

10
10

DR. BEDRİ RUHSELMAN ‘RUHLAR ARASINDA’ KİTABINI YAYINLAR…

Önemli kısmını celse öğretilerinden oluşturan Ruhselman, Ruhlar Arasında adlı kitabını 1950’de bastırır. Bu dönemde
Dr. Bedri Ruhselman, en düşünü hayata geçirmek için dernek kurmayı planlamaktadır.

Sonunda istediğini yapar ve Taksim Sıraselviler’de, Billurcu Çıkmazı’nda bulunan harap bir yeri düzenleyerek kullanmaya başlar.

DR. BEDRİ RUHSELMAN, METAPSİŞİK TETKİKLER VE İLMİ ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ’Nİ KURAR…

Bu dernek, 30 Mart 1950’de Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği olarak faaliyete geçer. Kurucuları; Dr. Bedri Ruhselman, Dr. Sevil Akay, avukat Suat Plevne, Muammer Bayurgil ve Nurettin Özmen’dir.

12
12

ardından, Dr. Bedri Ruhselman 1951’de Allah adlı kitabını baskıya verir. Enerjisi bitip tükenmeyen üstad, bu sırada Ankara’da yayınlanan “İç Varlık” adlı dergiye makaleler kaleme almaktadır.

Muhteşem bir gelişme yine bu döneme rastlar ve yeni kurduğu Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği, Uluslararası Spiritüalizm Ruhçuluk Federasyonu’na üye kabul edilerek onurlandırılır.

Günümüzde Bilyay vakfı diye bir vakıf varsa, toprağın altındaki temelleri işte bu zamanlarda bu dernekte atılmıştır.

Yine günümüzde Ruh ve Madde dergisi her ay çıkmakta ve okuyucusuyla buluşmaktadır. Bu derneğin devamı niteliğinde olan Ruhsal Araştırmalar Derneği ise Ankara, Adana, KKTC ve İzmir’de her hafta konferans ve buluşmalarıyla ulvi varlıklarını devam ettirmektedir. Ayrıntılı bilgi için.

36
36

DR. BEDRİ RUHSELMAN‘IN MEDYOMLUĞU VE RUHLARIN GAİA’DA Kİ İLETİŞİMLERİ

Federasyonun kabulüyle kongrelerde yer almalar başlar. Stockholm’de Uluslararası Spiritüalizm Kongresi gerçekleştiği sırada, Dr. Ruhselman bu kongreye, ilginç bir rapor sunar. Bu rapor ki, adından çok söz ettirecektir:

61 sayfalık rapor “Medyomluğun ve Ruhların Dünyamızdakilerle Görüşme ve Münasebetlerinin Neo-Spiritüalizma Görüşü ile İlmi İzahı” adını taşır. Kongrede on beş millet vardır ve içinde Dr. Ruhselman sayesinde Türkiye’de yer almıştır. Rapor tüm dünyada yanlı uyandırmış ve birçok kaynağa referans olmuştur.

HİTCHCOCK’UN DR. BEDRİ RUHSELMAN‘A MEKTUBU…

Tesadüfler birbirini takip eder ve Dr. Bedri Ruhselman‘a, Londra’daki Uluslararası Spiritüalizm Federasyonu Başkanı Hitchcock’tan, hayranlık dolu bir mektup iletilir.

Dr. Bedri Ruhselman’ın raporu hakkında olumlu görüşlerini paylaşan Hitchcock, düşüncelerini Ruhselman’la paylaşma isteği duymuştur. Muhteşem rapor Medyomluk adıyla Türkçe olarak da raflarda yer almıştır, ilgilileri bu adla bulabilir. Ruhselman’ın çalışkanlığı bununla bitmez, 1952’de Ruh ve Kainat adlı bir dergi yayınlamaya başlar. Ancak dergi maddi sorunlar nedeniyle sadece 18 sayı çıkar. Dr. Ruhselman önemli bir eseri olarak görülen, 1953’te Mukadderat ve İcabat’ı yayınlar.

DR. RUHSELMAN İLE İLETİŞİMDEKİ VARLIKLAR…

Dr. Ruhselman’ın bu dönemdeki faaliyetleri ve uğraşları adına, spiritüel hayatın açılarak artması için ortam hazırlamaktır.

Ruhselman keleminden dökülenleri yayınlatma yolunda görseller bastırıp bunları halka dağıtırdı. Amacı, tekamülü anlatmakı. Dr. Ruhselman devamlı çabası sonucunda diğer varlıklardan farklı bilgiler almaya başlar.

Bu varlıklardan bazıları adları şöyledir: “Kadri”, “Mustafa Molla”, “Şihap”, “Kemal Yolcusu”. Bu isimler birçok yapıtında da yer almaktadır.

29
29

DR. BEDRİ RUHSELMAN, ‘ESERLERİM YUKARI’NIN ESERİ’

Dr. Bedri Ruhselman’ın dünyaya gelişinin asıl amacı,ömrünün son yılındaki bilgilerdir. Derlemiş olduğu bu bilgiler için, “Bu, hiçbir zaman benim kitaplarım değil, Yukarı’nın eseridir.” Demekten de geri kalmamıştır, tüm alçak gönüllüğüyle…
Dr. Ruhselman. 1960 Şubat’ta, Gaia’da ki (dünya) görevini bitirip sözleşmesini sonlandırdığından bedenden ayrılmıştır.

28
28

Titreşimler, bildiğimiz ve bilmediğimiz vasatlar içerisinde sonsuz vibrasyonlar, titreşimler vardır ki,biz bunlardan ancak kaba hislerimizle bazılarını alabiliyoruz.Kaba hislerimiz dışındaki duyularımızla bazılarını sezebiliyoruz. (Gerisi için bak)

14
14

Ülkemizde spiritüalizm adına nereye baksanız spiritüalizmin ilk adımlarında Dr. Bedri Ruhselman ismine rastlayacaksınız.

Ruhselman, öyle geniş bir mistizm alanına hakim olmuştur ki, 1950 Türkiye’sinde hipnoz çalışmalarını düşünün, Ruhsal Araştırmalar Derneği adı altında bir dernek kurulmasını düşünün, evren hakkındaki sohbetleri normal kılınır hale getirdiğini düşünün.

27
27

Gelmiş geçmiş en büyük medyomun (günümüzde tanımlanan medyomla buradaki farklıdır, buraya bakınız.) bir Türk olması da ayrı bir gurur kaynağıdır.

RUHSELMAN VE VAZİFE

Ergün Arıkdal 18
Ergün Arıkdal 18

Ruhsal varlıklarla temasa geçen ve aldığı verileri otomatik yazı yöntemiyle aktaran Sayın Ruhselman, günümüzde yalnız ülkemizde değil dünyada oldukça önem verilen bir yazar, medyom ve psişiktir.

26
26

Aktardıklarının temeli üzerinden devam edilmektedir. Bellidir ki, geliş nedeni de bu vazifeyi gerçekleştirmektir. Zaten kendi de bu süreci dillendirecektir, yapıtlarında.

Vazife kavramına giriş yapmışken üzerinde epey durulan vazife nedir; kitaplarından ruhuma sızanları paylaşayım…

25 ruhvemadde yayınları dergisi
25 ruhvemadde yayınları dergisi

Yukarıda kavranılacak şeyler vardır: bunların başında vazife gelir elbette diyen sevgili Ruhselman, vazifeyi anlamak içinde yukarıda olmak, bunun için çaba sarf etmek gerektiğini dile getirir. Üstadın ne demek istediğini şöyle açıklayayım: Biz Gaia’da deneyimlemeye devam ederken buranın icap ettirdiklerine göre davranmak bize normal gelir.

24
24

Oysa bu durum burası için normal sayılırken bizim gelmeden önce belirlenmiş bir yolumuz vardır. (Ki, bu yolu da seçen/ kabul eden yine biziz.) bu yolu biz Gaia’a geldiğimizde büyük bölümünü unutmuş olduğumuzdan, hatırlamayız. Yalnız yol vardır:

Bu yol vazifedir. Vazife çok önemli bir bilgidir. Buranın icap ettirdiklerine göre davranmamızsa sandığımızın aksine yalnız vazifeyi sezerek ve ona uygun yaşarak olacaktır. Ki, huzuru hissetmemizin başka yolu da yoktur.

21
21

Sevgili Ruhselman yaptığı celselerde bu bilgileri derlemiş ve kitaplarında aktarmıştır. Vazife adlı eseri bu kavramı dile getirmiş olup, Ruhselman ekolünden beslenen değerli Ergün Arıkdal da konuyu ayrıntılandırmıştır.

Dr. Bedri Ruhselman’ın dili ve vazifeyi anlamak:

14
14

Her vazifenin bir de sınavı olduğunu aktaran yazar, yüklenilen vazifeyi idrak, bu vazifeyi yarı yarıya vermek olduğunu yalın bir şekilde anlatır. Yalın demişken Ruhselman’ın dili yalın ve kolay anlaşılır değildir; lakin ruhunuza öyle bir işler ki huzur ve evrenin sonsuz ışığı/ enerjisi, o anlam benliğinizin derinlerine siz daha anladığınızı fark etmeden akar.

20
20

Bu yüzden ederlerini okurken anlamıyorum demeden devam ettiğiniz takdirde size yardım edildiğini fark edeceksiniz. Zaten bu durum da Ruhselman’ın vazifesiyle bağlantılıdır. Çünkü vazifesi bunları bize anlatmaktı ve yapılan sözleşme bunun üzerine gerçekleşti.

Ek linkler, kaynaklar ve bazı Notlar:

Tüm bilgiler sadece Ruhselman öğretilerini takip eden bir yolcunun sunduğu verilerdir. Bu anlamda ufak tefek hatalarım olabilir ama araştırmalarıma göre fahiş hata
olabileceğini sanmıyorum. Yazılanlar, Dr. Ruhselman’a öğretileri için gönül borcudur, ki ödenmez. Dernek ve konferans hakkında bilgi için buraya bakabilirsiniz. Bu makaleye yaklaşık bir ayımı ve çok uykusuz gecelerimi verdim. -6 sayfa yazdıktan sonra makaleyi bilgisayarımda kaybettim ve sadece 2 gece bulmaya çalıştım. Şükür ki, buldum.- Kaynak araştırmaya yaklaşık 1 hafta verdim. Saygı değer hocam hakkında kitap yazmak en büyük isteklerim arasında. Herhangi bir hatam ya da dikkatsizliğimi fark eder etmez, yayınlandıktan sonra da değiştireceğim. Bu yazıya özveri Dr. Bedri Ruhselman’a sonsuz saygıdan, şimdiden bir yanlışım olduysa; affola… Linklerde (özellikle bilyay) emeği geçenlere sonsuz saygılar…

Sadıklar Planı

19
19

– Başlıklardaki linkler yazar hakkında bilgi içindir ve bu makale için birincil kaynaklardır. En önemli kaynak ise buradadır: Yıllardır tekrar tekrar okuduğum muhteşem site.

– Başlıklar dışındaki linkler ikincil önemli linklerdir.
Ergün Arıkdal‘a bakmadan olmaz. Buraya, 2, 3, 4,,

-aradlar- 1, 2, 3,

– Kaynaklarda Dr.Ruhselman, vazife, Ergün Arıkdal, spiritüalizm, tekamül, ruhçuluk ve parapsikoloji kavramlarına değindim. Ayrıca Dr.Ruhselman’nın eserleri, bilyay vakfı ve ARAD’la ilgili bilgiler bulabilmeniz için de ayrıntılı araştırma yaptım.

13
13

-Görsellerden 1-18 arasında olanlar http://www.astroset.com…psiimagesp89.jpg/ alınmıştır. Bu adresten yazarla ilgili ayrıntılı bilgi de alınabilir. Ayrıca 29. görsel http://www.wikipedia.com,dan; 31-37 arası görseller ise, www. corbis.com adresinden alınmıştır.

– (Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları http://www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)

Yazı Kaynağı : Hafif.Org

11 responses to this post.

  1. Posted by asuman üçer on Eylül 20, 2010 at 6:57 pm

    Deliymiş galiba bu ruhselman

  2. Adam ruhsal dunya ile iletisime gecmis ender insanlardan bir tanesi bu dunyada.Ama nerde halkimizda akil, dusunce ki anlasinlar bu cevheri…Bir gun gelecek anlayacaklar, Ya sabir.

  3. Posted by Orçin on Mart 25, 2012 at 8:25 pm

    4-5 saattir ruhçuluk olayını araştırıyorum.İlk başlarda çok hoşuma gitti.Özellikle adamın kemancı oluşu.Fakat hayatını okuyunca harbi deli olduğundan şüpheleniyorum şimdi.Ve kendi kitaplarını günümüzde bulamıyoruz.O saçma geldi biraz.Ergün Arıkdal isimli herifin ve birkaç medyumun kitapları var sadece.Orjinal eserlerinin bir şekilde değiştirilerek yeni kitaplar halinde sadece PARA KAZANMAK amacıyla basıldığını düşünüyorum.Düpedüz dolandırılıcılık anlayacağınız.Medyumların yaptıkları da bu zaten:p yine bir hayal kırıklığı..

  4. Posted by Orçin on Mart 25, 2012 at 8:32 pm

    1 dak lan :D https://www.nadirkitap.com/kitapara_sonuc.php?kelime=bedri+ruhselman&anasayfaara=ARA varmış kitapları.Alıp incelemek lazım.Ergün Arıkdal dolandırıcılarının kitaplarını almayın derim:p

  5. Posted by Aydan Ay on Nisan 29, 2012 at 1:48 am

    Ergün Arıkdal hakkında söyledikleriniz tamamen bir yanılgı, Bedri bey için söylediklerinizde anlayışınızın kıtlığının eseri. İkiside bulunmaz hint kumaşı.

    ” Kuşkusuz sorumluluğunu bilmek ve duymak bilgi ve vicdan sesiyle olacaktır. Ergün Arıkdal ” diyen bir insana dolandırıcı diyen,

    ” O ne büyük bir saaddettir ve ne büyük bir kazançtır ki, her insanın rehberi ve kurtarıcısı kendisinden asla ayrılmayan ve ebediyet içinde kendisine eşlik eden en yakın ve en emin bir yerdedir yani kendisindedir. Bedri Ruhselman ”

    diye yazan ve tüm yazılarınıda bu ilkeler üzerine oluşturan insanları anlamayışınızı vicdanınızdaki körlüğe veriyorum.

    İyiki varlar ve onları okuduğum için çok mutluyum. Sonsuz şükürler olsun tanıdığıma. Bu yazıları okuyan dostlar kimseye inanmayın kendiniz okuyun ve kendiniz kararı verin. Akıl seviyesi pek yüksek değil insanoğlunun. Einstein’lar sanki başımıza komedi ya:) Bedri beyi, Ergün beyi beğenmiyorlar. hah.

  6. Posted by Anonim on Mayıs 9, 2013 at 8:06 pm

    Kesinlikle dürüst insanlardı diye düşünüyorum. Sezgileriyle bir şekilde yönelmişler ve insanlık için zihniyetlerinde oluşan bilgileri paylaşmışlar o kadar… Suçlayacak veya şüphe duyulacak ne var bunda?her kitabı özgür iradenizle okursunuz ve kendi zihniyetinizde yorumlarsınız . size uyar veya uymaz ki bu yazarı veya bilgiyi paylaşanı bağlamaz. sunum onlara, yorum ise size kalmıştır,burda bir yaptırım yoktur. O halde küçümseyici tavırlar içinde kestirip atmak bir kazanç sağlamaz sanırım. Yaşama dair tam olarak idrak edemediğimiz onca şey varken, bu doğrudur şu yanlıştır deme lüksüne insanoğlu henüz sahip değildir…

  7. Posted by serkan on Nisan 5, 2014 at 10:36 pm

    Şimdi şöyle bir durum var. Nasıl ki Adem ile Havva’nın cennetten kovulma durumu topluma hikaye gibi anlatılmıştır yani zaten dünya yaratılacaktı gibi. Bedri Ruhselman’ın da araştırdıkları ve insanlara anlattıkları bu konularda belli bir bilgi birikimi olmayanlara saçma gelecektir. İnsanoğlunun denizde boğulma olayını akciğerlere su girmesi olarak bilmesi gibi. Aslında boğulma anında nefes borusu güvenlik için kendini kapar ve su sadece mideye dolar. Ya da yemek yerken veya su içerken yutkununca yaratılış itibariyle nefes borusu kapanır bilgisine sahip olmamak gibi.

    İnsanlar bilgi sahibi olmadığı ve araştırmadığı konularda cahil olduğu için ve kulaktan dolma bilgiye sahip olup hafızasına o yerleştiği için yeni bilgiye kapalı durumdadır. Ancak ve ancak bu, var olan bilginin daha keskin bilgiyle kırılması gerekir. Aseton ojeyi söker misali.

    O yüzden insanoğlu intihar etmesin ve yaşasın diye ölüm sonrası hep korkutucu hikayelerle anlatılmıştır. Celseleri ve yazılanları sadece aydınlanmış ve aydınlanmış insanların ışığını görüp yolundan gidenler anlayabilir.

    Burada bir kaç satır okuyup ahkam kesmek ve 1 kilo 400 gramlık beyninde bir mercimek kadar bilgisi olmayanların aydın bir insana deli yakıştırması yapması çok kolaydır.

    Aziz Nesin bu ülke insanı için yüzde sekseni aptal diye boşuna dememiştir.

  8. Posted by deniz on Temmuz 14, 2014 at 1:52 pm

    pek çok kişinin saçma ve mantıksız bulduğunu ısıttım. Fakat nedendır bılmem çok uzun zamandır hep ılgılımı cekmış, mantıklı ve bılımsel bulmuşumdur bu konuyu.. Bedri Ruhselman ve onun gıbı farkındalıklara sahıp değerlı bılım ınsanları ıle tanısmak ısterdım.

  9. Posted by Umut Ülke on Eylül 27, 2016 at 1:10 am

    Merhum Bedri Ruhselman, merhum Ferhan Erkey ve Turgut Akkaş büyük insanlardır. Onlardan sonra spiritualist geçinenler sapıttı.

    http://www.angelfire.com/ri2/ruhiselman/

  10. Posted by FLY on Şubat 15, 2021 at 10:56 am

    Sevgili arkadaşlar her şeyin başında önce hitap etmeyi bilelim. Argo konuşmak , hiç tanımadığı bir insan hakkında kötü sözler etmek her konuda bilgi sahibi gibi yorum yapmak tamamen cehaletin yansımasıdır. Bu gibilere kızmayın sadece acıyın. Yıllarını bu araştırmalara vermiş genel kültürü eğitimi dünyaca kabul görmüş biri hakkında yorum yaparken lütfen durun ve düşünün. Benim tahsilim ne , bu konuda hangi kitapları okudum hatta hayatımda kaç kitap okudum. İşte bunları düşünebilme yetisine sahip olmak bile çok güzel bir başlangıç olacaktır. Kullandığımız telefonlar internet vs nimetler bu gibi araştırmacıların yıllarını hayatlarını bu uğurda harcamaları ile kazanılmış nimetlerdir. Anlamaya çalışın ve anlamıyorsanız en azından önünü kesmeye kalkmayın.

Yorum bırakın