Posts Tagged ‘mevlana’

“Şebi-i Arûs – Düğün Gecesi”

ÖLÜM, GERÇEK ÂLEME DOĞUŞTUR.

Mevlâna’nın vefatından 737 yıl geçti. Bugünlerde hem Konya’da, hem ülkemizde, hem de dünyanın dört bir köşesinde bu vefat; ya da “gerçek âlemde doğuş” kutlanmakta. Her halde dünyada hiçbir kimsenin vefatı bu şekilde musıkiyle, coşkuyla kutlanmıyordur. Hiç kimsenin vefatına “Düğün gecesi, Sevgililerin buluşma gecesi” anlamlarına gelen “Şeb-i Arûs” denmiyordur.

İşte Mevlâna’yı özgün kılan da budur. Kendisi yaşadığı dönemde hep gerçek ve daimî Sevgili olarak gördüğü Yüce Allah’a ulaşmayı düstur edinmiş; O’ndan ayrı kalmayı dert kabul etmiş; yaşamı oyundan ibaret, bu dünyayı da bir sürgün yeri olarak telakki etmiş. Sevgili’sine kavuştuğunda ise kimsenin kendisi için gözyaşı dökmemesini, bizzat kendi adına sevinerek, ney üfleyerek, kudüm vurarak, Semâ ederek cenazesini geldiği yer olan toprağa geri verilmesini istemiştir.
Okumaya devam et

İnternet’e Bağlansalar Ne Yaparlardı?

Selçuk Orhan/Afilli filintalar /5.10.2010

Dostoyevski

Facebook’ta beğendiği kızların resimlerinin altına uzun yorumlar girerdi. Tartışma gruplarına kimsenin sonuna kadar okumadığı coşkulu ve bazen sinirli mesajlar gönderirdi. Enerjisini hala boşaltamazsa “mirc”te sabahlardı.

Nietzsche

Muhtemelen porno sitelerinin bağımlısı olurdu. Ama her gece işi bittikten sonra bir daha girmeyeceğine söz verip bütün dosyaları ve tarayıcı cache’lerini silerdi. Yine de dikkatsizlik edip müzmin bekar evini ziyaret eden dostlarının hüzünlü bir merhametle farkına varacağı sanal ve somut izler bırakmış olurdu. Okumaya devam et

Yaman Dede

yamandede

YAMAN DEDE YANAN DEDE

Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasulallah
Nasıl bilmem bu nirâna dayandım yâ Rasulallah
Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Rasulallah
Cemâlinle ferahnâk et ki, yandım yâ Rasulallah

Yanan kalbe devasın Sen, bulunmaz bir şifâsın Sen
Bulunmaz bir sehâsın Sen, dilersen rûnümâsın Sen
Habib-i Kibriyâsın Sen, Muhammed Mustafa’sın Sen,
Cemâlinle ferahnâk et ki, yandım yâ Rasulsssssallah…
Okumaya devam et

Şems Ve Mevlana

.

.

ağıt

.

.

. Okumaya devam et

Etme /Mevlana Celaleddin Rûmî

Müellif: Mevlana Celaleddin-i Rûmi
Okuyan : Yılmaz Erdoğan
Müzik : Taksim Trüo/Gözüm

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.

Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

Aşıklarla basa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.

Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme